28 Haziran 2009 Pazar

Gökhan Zan

"İyi transfer, kötü transfer, Beşiktaşlı topçu, hep sakatlanıyor" vs vs. kalıpları üzerinden, sayfalarca tartışılabilir Gökhan Zan'ın transferi. Ama dün okuduğum iki cümlelik bir haber çok mutlu etti beni, bu transferin doğruluğuna inanmama da yetti, "Gökhan Zan, gerçekten futbol oynamak için Galatasaray'a gelmiş" de dedirtebildi.

G.Saray'ın çiçeği burnunda transferi Gökhan Zan'ın, 3 gün daha izni bulunmasına rağmen dün takımla birlikte Hollanda'ya uçması herkesi şaşırttı. İmza attığı gün yönetimden izin alarak memleketi Hatay'a giden başarılı futbolcunun, tatilini yarıda keserek kampa katılması, teknik heyet ve yöneticileri çok memnun etti.

Biraz önce de resmi sitedeki haberden, dünkü idmandaki fotoğraflara göz attım. Tam bir medya klişesi olacak ama, takımla kaynaşmış ve istekli görünüyor Gökhan. Özellikle, diğer yeni transfer Mustafa Sarp ile birlikte olduğu fotoğraf, neden bilmiyorum, hafifçe gülümsetti beni. Yine, heyecanlandırdı yeni sezon için. Ama yine, hayal kırıklığı olmaz umarım sonu...

Gönderen: Rivers

22 Haziran 2009 Pazartesi

Bekle Bizi Kazakistan!

Avrupa Ligi'nde karşılaşacağımız ilk rakip Tobol oldu. Kazakistan ligini geçen sene 2. sırada tamamlayarak en büyük lig başarısını yakalayan Tobol, 2007 yılında Intertoto Kupası'nda rakiplerini bir bir eleyerek, UEFA 1. Turu'na kadar yükselmişti. Yine aynı yıl Kazakistan Kupası'nı kazanan takım, maçlarını 8.500 kapasiteli Kostonay Stadı'nda oynuyor. Teknik patronları ise, diğer bir Kazak ekibi Irtysh'e 2 şampiyonluk kazandıran Dmitriy Ogai. Tobol takımında 5. senesini yaşayan Ogai, ülkenin en başarılı teknik direktörlerinden biri olarak gösteriliyor.

16 Temmuz'da deplasmanda karşılaşıyoruz Tobol ile. Tek handikap, Kostonay'ın uzak bir mesafede olması. Muhtemelen Galatasaray seyircisi göremeyeceğiz. Yakın bir Avrupa ülkesinin ekiplerinden biri ile eşleşseydik, gurbetçilerimiz de Rijkaard'ın Galatasaray'ını izleyebilirdi. İyi kura kötü kura yorumu da yapacak değiliz herhalde. :)

Gönderen: Xobalt

21 Haziran 2009 Pazar

Güle Güle Servet #2



Galatasaray'ın Olası Rakipleri

Bu sene ilk kez düzenlenecek olan Avrupa Ligi'ne 2. Ön Eleme Turu'ndan başlıyoruz bilindiği üzere. Sezonu erken açacak olmak nispeten kötü bir haber olsa da, muhtemel rakiplerin zayıflığını göz önüne aldığımızda, bu maçların hazırlık maçı havasında oynanacağını tahmin edebiliriz. Tabii en büyük dileğimiz, hazırlık maçı havası falan derken, herhangi bir kazaya kurban gitmemek. Şu an görünen tabloda 26 tane olası rakibimiz bulunuyor. Bunlara, ilk ön elemeden gelecek bazı takımlar da eklenecek. Onlara hiç bulaşmadan, bu 26 rakip hakkında kısa kısa notlar düşelim. Biraz uzun olacak gibi görünüyor...

Suduva Marijampole: Resmi sitesini buldum bu Litvanya takımının, ama dil sorunundan dolayı, neredeyse hiçbir şey anlayamadım. Ancak, tahmin edebildiğim kadarıyla Litvanya'da lig bitmemiş; zira sitede var olan puan tablosunda 11. maç haftasının tamamlandığı gözüküyor. Sonuçta Litvanya Ligi ama bu, kalitenin ne kadar olduğu belli, yani resmi site de güncellenmiyor olabilir. Biraz abarttım sanırım... Neyse, gördüğüm kadarıyla Suduva ligde 1. sırada 11 maçta topladığı 27 puanla. Arkalarından 24 puanla bir takım geliyor ve sıradaki rakipleri -emin olmamakla birlikte- bu takım olacak. 2006 ve 2009 yıllarında Litvanya Kupası'nı, 2009 yılında Litvanya Süper Kupası'nı kazanmışlar. 2007 sezonunda 2. olmuşlukları var, geçen sezonu da 4. sırada tamamlamışlar. Maçlarını 4000 kişi önünde oynuyorlar.

FBK Kaunas: Bunlar da Litvanya'dan. Vikipedia'da en son 29 Nisan 2009 tarihinde güncellenen kadrolarında 1 Arnavut ve 1 Bosnalı haricinde yabancı oyuncu gözükmüyor. Geçtiğimiz sezonu 2. sırada tamamlamışlar, ki sürekli Şampiyonlar Ligi Ön Elemeleri'nde oynayan bir takım. 2008'den önce Celtic ve Liverpool'a, ön elemelerde elenmiş, geçtiğimiz sene 2. Ön Eleme Turu'nda karşılaştıkları Glasgow Rangers'ı eleyerek 3. Ön Eleme Turu'na yükselmiş ve büyük sükse yapmışlardı.

Metalurgs Liepaja: Son 10 yılda liglerinde ilk 3'ün dışında kalmamalarına rağmen, yalnızca bir kez, 2005 yılında şampiyonluğa ulaşabilmişler. 2007'de de Baltık Ligi şampiyonluğu bulunuyor ellerinde. Tam 6 kez, lig 2. si olmuşlar, Letonya Ligi'nde. Dolayısıyla, bolca kez UEFA Kupası'nda mücadele etmişler. 7 defa katılıp, sadece 1 kere ilk tur görebilmişler. Genelde, kendi seviyelerindeki takımları eleyip, büyükbaşlardan 4-5 gol yiyerek elenmişler. Geçtiğimiz sezonu kaçıncı sırada bitirdiler diye sorsam? Doğru tahmin, 2. sırada...

Skonto Riga: Letonya'nın açık ara en başarılı futbol takımı. 1991-2004 seneleri arasında tam 14 kez üst üste Letonya Ligi'ni şampiyon olarak tamamlamışlar ve bu alanda haliyle 1. sıradalar. Ama garip olan şey, bu takımın 2004'ten sonra hiç şampiyon olamaması. Geçen sezonu da 3. sırada tamamlayabilmişler. Yıllardır Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası Ön Elemeleri'nde mücadele etmelerine rağmen 1. turdan ötesini görememeleri de ilginç geldi bana. 10.000 kapasiteli bir stadyumları var ayrıca, Letonya'nın en büyüğü olmalı bu anlamda...

Naftan Novopolotsk: Belarus takımı. Geçen sezonu hangi sırada tamamladıklarına dair bir bilgi bulamadım, ama 2007'yi 7. sırada bitirmişler. Lig şampiyonlukları yok, ki zaten anladığım kadarıyla ligde kayda değer bir pozisyonda da bulunmamışlar önceki yıllarda da. Tek kazandıkları kupa, geçen sene kazandıklar Belarus Kupası. Avrupa Ligi'nin de yolunu bu sayede tutmuş olsalar gerek. İncelediklerimiz arasında şu ana kadarki en zayıf halka olarak gözüküyor...

Slajiva Sarejevo: Kendileri Google'ın bile unuttuklarından... Takımın adını yazınca 4 sonuç çıktı koskoca bir alemde. Ne yazabilirim ki? Sadece Bosna-Hersek takımı olduklarını. Orasını da takımın adından çıkartabiliyorsunuz zaten. Bir önceki Naftan Novopolotsk'a en zayıf rakip derken yanılmış olabiliriz görüldüğü kadarıyla...

FK Sarejavo: Epey detaylıca bilgi var şurada takım hakkında. Birkaç cümle düşelim, meraklısına ayrıntı, verdiğimiz bağlantıda. Yugoslavya döneminde 2 şampiyonluklarının olması dikkat çekici ama son dönemde pek de önemli başarısı yok kulübün. 2007'de kazandıkları lig şampiyonluğu, Bosna-Hersek lig tarihinde kazandıkları tek şampiyonluk. En çok dikkatimi çeken ise, maçlarını 35 bin kişilik bir stadda oynamaları.

Ujpest FC: Göztepe'nin 1969 yılındaki meşhur Uluslararası Fuar Şehirler Kupası hikayesini sonlandıran takım. Yarı finalde, 4-1 ve 4-0'la geçmişler Göztepe'yi, finalde Newcastle United'a 2 maçta da kaybedip tarihlerindeki tek Avrupa Kupası kazanma fırsatını tepmişler. Bunun dışında Avrupa'daki tek kayda değer başarıları yine çok eskilerden kalma. 1984 yılında UEFA'da oynadıkları çeyrek final. Geçen sezonu 2. sırada tamamlamışlar. Macar takımılar...

Dacia Kişinev: Bunlar hakkında da herhangi bir bilgiye rastlayamadım. Kupaya, Moldova'dan katılıyorlar.

Iskra-Stal Ribnita: Dacia Kişinev de olduğu gibi, bu Moldova takımı hakkında da pek dişe dokunur bilgi yok. Resmi sitelerinin İngilizce desteği yok - tabii ki olmasını beklemiyordum - artı, inanılmaz karışık bir alfabe, herhangi bir şey de çıkaramadım, sol frame'de puan durumu olmasına rağmen. Tek bilgi, 2008 sezonunu 6. sırada tamamlamış olmaları.

KR Reykjavik: Gözünü sevdiğimin İddaa'sı, bu takımın mücadele ettiği İzlanda Ligi'ni oyuna dahil edince, google'daki aratmada karşıma bahis siteleri yığılıverdi. Stadyumları 6.000 kapasiteli. İzlanda'nın en iyi takımı olarak kabul görüyorlar. Dünya'da belki de en çok tanınan İzlandalı Eidur Gudjohnsen'in de çıkış yeri...

FC Vaduz: Vaduz'un hikayesi ilginç. Aslında, Liechenstein takımılar ama Liechtenstein'da lig bulunmadığı için İsviçre Ligi'nde mücadele ediyorlar. 2007-08 sezonu sonunda İsviçre 1. Ligi'ne yükseldiler, ama bu sezonu son sırada tamamlayarak tekrar ait oldukları yere geri döndüler. Takımın, kayıtsız şartsız UEFA Kupası (Avrupa Ligi) vizesi her sene cebinde. 3 sene önce Beşiktaş'la eşleşip bir düzine gol yemişlerdi benim hatırladığım. Takımda 8 tane ayrı milliyetten futbolcu bulunuyor ayrıyetten...

Milano Kumanovo: Makedonya'nın Kumanovo şehrinin takımı... 2007 yılında 1. lige yükselmişler, 2008 ve 2009'u 2. sırada bitirmişler. 5 Kosovalı oyuncu bulunuyor takımda, gerisi Makedonyalı...

Karabağ Agdam: Azerbaycan'ın Agdam kentinde kurulmuş kulüp, 93'teki malum Karabağ işgali sonrası sürgün hale gelmiş. Şu anda da Bakü şehrinde etkinliklerini sürdürüyorlar. Maçlarını 15.000 kişilik İsmailov Stadı'nda oynuyorlar. Ayrıca, yakından tanıdığımız Rasim Kara 2007-08 sezonunda bu takıma teknik direktörlük yapmış. Sonuncusu 2003'te olmak üzere 4 lig şampiyonlukları bulunuyor...

Flora Tallinn: Eston kulübünün kökleri çok da eskiye dayanmıyor, 1990 yılında kurulmuş. İlk kuruldukları yıllarda sürekli şampiyonlukta iddia sahibi olmuşlar ve bu iddialarını icraate dökerek, 1993-2003 yılları arasında 7 lig şampiyonluğu kazanmışlar. 2003'ten bu yana ligde şampiyonlukları yok, ancak geçtiğimiz seneyi 2. sırada bitirmişler ve Estonya Kupası ile Estonya Süper Kupası'nı müzelerine götürmüşler...

KS Flamurtari Vlore: Hafiften yorulmaya başladım, 2-3 takım sonra Öztürk Pekin'in Lig TV'de 1-2 yıl önce yayınlanan Dünya'nın Futbolu programındaki haline dönebilirim, hatta şimdi bile. Sıradaki fotoğrafımız, ee pardon takımımız olacaktı, Arnavutluk'tan. 1923'te kurulan kulüp, maçlarını 9.500 kişi kapasiteli Flamurtari Stadyumu'nda oynuyor. Tarihinde 1 defa lig şampiyonluğuna ulaşan kulübün, 3 kez Arnavutluk Kupası, 2 kez de Arnavutluk Süper Kupası'nı müzesine götürdüğünü görüyoruz. Bu sırada, arkadan La Isla Bonita giriyor tabii, yoksa olmaz...

Tobol Kustanai: Bu ismi alana kadar 4 defa isim değiştirmişler. 40 yıllık tarihlerinde lig şampiyonlukları yok, 4 tane 2 . likleri bulunuyor. 2007'de Kazakistan Kupası'nı kazanmışlar. Avrupa'daki en büyük başarılarını da 2 sene önce Intertoto Kupası'nda yakalamışlar sanırım. Üst üste 3 takımı eleyerek, UEFA Kupası'na kalmışlar. Tabii, ilk turdan ötesine geçememişler...

Gandzasar Kapan: Henüz 5 yıllık bir geçmişleri bulunuyor, 1. ligde de 2006 yılından bu yana mücadele ediyorlar, Avrupa Ligi'ne de geçtiğimiz sezonu 3. sırada bitirdiklerinden dolayı katılıyorlar sanırım, herhangi bir kupa şampiyonluklarını vs. yok gözden kaçırmadıysam. Gandzasar Kapan, bir Ermenistan takımı. Umarım, bu takımla eşleşiriz. Siyasetle falan alakası yok dediğimin. Temmuz'un ortasında yapacağımız bir maça, en fazla, bu takımla karşılaştığımızda konsantre olabiliriz. Elenmeyeceğimizi tabii ki biliyorum, ama o %1 ihtimal her zaman var. Bu takımla, eşleştiğimizde %1'in de altına düşer o ihtimal kanımca...

Bangor City: Kökleri oldukça uzaklara dayanıyor, 1876 yılında kurulmuşlar. Galler Ligi'nde mücadele ediyorlar ve maçlarını 700 kişiye oynuyorlar. Son yıllarda ligde önemli başarıları yok ama son 2 senedir Galler Kupası'nı kazanıyorlar. Avrupa yolunu da bu sayede açıyorlar kendilerine zaten. Kadro tahmin edebileceğiniz üzere Galli, İskoç ve İngiliz dolu; ama arada bir de Japon oyuncu çarptı gözüme...

B36 Torshavn: Faroe Adaları'nda "başkent kulübü" olarak tanımlanan takımdır muhtemelen... Ülkede kurulan en eski kulüp. Takımın başındaki B36 garipliği, takımın 1936 yılında kurulmasından kaynaklı bir olay. Faroe Adaları futbolunun en büyük güçleri kendileri ama Avrupa'da maç kazanmaktan dahi acizler doğal olarak. Fenerbahçe ile de eşleşmişler, 2 maçta 10 gol yiyerek, her sene yaşadıkları klasik hezimetlerden birine maruz kalmışlardı.

FC Santa Coloma: Gidip bütün Andorra Ligi'ni araştırmadım tabii, istesem de araştırabileceğimi zannetmiyorum ama Andorra'da kendi çaplarında bir karizma sahibi oldukları kesin. Lig, kupa, süper kupa vs. hepsini topladığımızda, 16 kupa ediyor kazandıkları. Özellikle 2000 sonrasını domine ediyorlar. 4 lig şampiyonluğu ve 4 Süper Kupa da 2000'li yıllarda gelmiş. 8 Lig Kupası'nın da 7'si 2000'li yıllardı, biri 1991 yılında. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme oynamışlar, bu yazıda bahsi geçen diğer takımlardan FBK Kaunas'a elenmişler, 4-1 ve 3-1 gibi farklı sonuçlarla...

FC Differdange 03: FA Red Boys Differdange ve AS Differdange kulüplerinin 2003 yılında birleşmesiyle kurulan ekip, 2005-06 sezonunda Lüksemburg 1. Ligi'ne yükselme başarısını göstermiş. 6 yıl önce birleşerek oluşan bir takım olmalarından dolayı herhangi bir başarıları yok ancak, FA Red Boys Differdange'nin birleşmeden önce 6 lig şampiyonluğu 14 lig kupası bulunuyor. FA Red Boys ayrıca UEFA Kupası'nda Ajax'a 14-0 yenilerek, ulaşılması zor bir rekora da imzasını koymuş...

OFK Petrovac: Karadağ takımı, ligini 6. sırada tamamlamasına rağmen kazandığı kupa sayesinde Avrupa Ligi yolunu açtı. Kadrosunda birer adet Boşnak ve Hırvat bulunduran takımın diğer oyuncuları Karadağ'lı. Bu sene kazandıkları kupa dışında, hiçbir başarıları yok...

Sliema Wanderers: Malta'nın Sliema şehrinde kurulan kulübün oldukça köklü bir tarihi mevcut. Malta'nın en başarılı kulübü olduklarını tespit edebilmek için, tüm Malta takımlarını incelemeye gerek yok gibi göründü bana. Zira, 100 yıllık tarihlerinde ıvır zıvır tüm kupaları saydığımızda ortaya çıkan rakam 109. Geçtiğimiz sezonu ligde 3. lükle tamamlarken, Avrupa Ligi biletini kazandıkları kupa sayesinde kaptılar...

Crusaders Belfast: Bir asrı deviren Kuzey İrlanda ekibinin toplamda 4 lig şampiyonluğu bulunmakta. En son şampiyonluğunu 13 yıl önce kazanan ekip, son sezonu 3. sırada tamamlayarak Avrupa Ligi biletine ulaşmayı bilmiş. Maçlarını 6.500 kişi kapasiteli Seaview Belfast stadında oynayan ekibin kadrosu, bir oyuncu hariç Kuzey İrlandalı oyunculardan kurulu. O kalan diğer oyuncu da İrlandalı. Burada yer verdiğimiz çoğu takım gibi onlar da kupa şampiyonluğuyla Avrupa Ligi'ne adım atmışlar...

Sonuç bölümü yazacak hal ve mecal kalmadı. Şimdilik bu kadarı yeter de artar, sanıyorum.

Gönderen: Rivers

Güle Güle Servet...

Önyargıyı parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur demiş Albert Einstein. İşte bu düşenceyi yerle bir eden adam ayrılıyor Galatasaray'dan. Galatasaray'a, "Servet istemiyoruz, şampiyonluk istiyoruz!" pankartları ile adımını atarken kim bilebilirdi ki tüm taraftarların ona "Serveeeeeeeeeet, Serveeeeeeeet!" diye haykıracağını. Çalışkan, iyi niyetli, sürekli kendini geliştiren oyunuyla bağrımıza bastık onu. Şimdi de veda vakti.

Yolun açık olsun Servet...

Gönderen: Xobalt

Can Akın Galatasaray'da

Basketbolda bütçe geçen seneye göre daha az olacak Galatasaray'da. Yönetimin açıklaması bu. Mantıklı da bir hamle aslında. Efes Pilsen ve F.Bahçe Ülker dışında ligde birazcık iddiası olan takımlardan Beşiktaş, Galatasaray ve Türk Telekom, ne kadar yatırım yaparlarsa yapsınlar, yönetim anlayışları sebebiyle en fazla yarı finale kadar gelip, orada tıkanıyorlar. Geçen seneki Türk Telekom örneği bir istisna sadece bana kalırsa. Onu da Efes Pilsen'in yaşadığı krizle alakalı olarak görebiliriz. Bütçe, 3 milyon euro olarak düşünülüyormuş; dolayısıyla, geçen sezonki kadar parayı har vurup harman savurmamak, ince eleyip sık dokumak gerekiyor.

Transfer sezonunu Oyak Renault'dan Evren Büker'i alarak açtık erkek basketbolda, Can Akın'la devam ettik. Evren Büker'den sonra, daha az ilgimi çekti bu transfer, ne yalan söyleyeyim. Evren'in geçen sezon yaptığı patlama, onun için daha fazla ümitvar olmamızı sağlıyor zira. Can Akın da esasında çok dikkat çeken veya çok dikkatimi çeken bir oyuncu değildi; ama, onun da geçen sezonun, özellikle 2. yarısındaki performansı kayda değerdi. Can Akın'ın açıklamalarına göre, Okan Çevik kendisine, "yabancı bir point guard almayı düşünüyorum, süreyi ikinize paylaştıracağım, 20 dakika civarında süreler alacaksın" demiş. Okan Çevik, söylediği süreleri verirse, Can Akın kendini kanıtlama fırsatı bulacak demektir. Ailecek Galatasaraylı olan Can Akın'a hoşgeldin diye bitirelim blog'un ilk postunu...

Gönderen: Rivers